30 Ocak 2008 Çarşamba

Saglik Anne ve Bebek Hastaliklari Kizamik

KIZAMIK
Kızamık, aşının keşfinden önce hemen hemen tüm çocukları etkilemiş olan ileri derecede bulaşıcı viral bir hastalıktır.
1960’dan bu yana kullanılmakta olan etkin zayıflatılmış kızamık canlı aşısı mevcuttur ve ulusal aşı programları kapsamında çocukların %70’ine uygulanmaktadır. Günümüzde kızamık iyi kontrol edilmektedir ve hatta bir çok endüstrileşmiş ülkede tamamen ortadan kaldırılmıştır. Aşı programları birçok gelişmekte olan ülkede çok etkili olmaktadır ancak yine de aşılanan kişi kapsamının düşük olduğu ülkelerde kızamık hala mevcuttur (1a). 2002’de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kızamığa bağlı ölüm sayısını 614 olarak tahmin etmektedir. WHO’nun amacı kızamıktan ölenlerin sayısını 2005 itibariyle yarıya azaltmaktır.
Hastalık Kızamık akut seyirli, döküntülü viral bir hastalıktır. Kızamık virüsü Paramyxoviridae II ailesinden Morbillivirus genomuna aittir. Virüs antijenik olarak stabildir ve yalnızca tek bir serotipi mevcuttur (2a).
Hastalık nazofarinks yoluyla vücuda girer. Viral replikasyon hastalığın başlangıcında trakea ve bronş epitel hücrelerinde başlar ve bunu lokal lenf düğümlerine yayılım izler. Hastalık kandaki monositler aracılığı ile dalak, timüs, akciğerler, karaciğer, böbrekler, konjunktiva ve cilt gibi diğer organlara dağılır. Virüs bu dokularda replike olur (çoğalır) ve hastalığın prodromal evresinde nazal sekresyonlarda, konjunktivada, kanda ve idrarda bulunur.
Kızamık kesin bağışıklık bırakır.
Tipik olarak, kızamık ateşli ve döküntülü bir hastalıktır.
Hastalığa maruz kalma ile ateşin başlaması arasındaki kuluçka süresi, genellikle 10 gün civarıdır (7-18 gün arasında değişebilir). Hastalık prodromal ateş, konjunktivit, boğaz akıntısı, öksürük ve ağız mukozasında Koplik lekeleri ile karakterizedir. Özellikle Koplik lekeleri hastalık için patognomoniktir. Daha önce hastalığı geçirmemiş kişilere solunum yoluyla geçiş hastalığın bu döneminde en fazla gözlenir. Karakteristik döküntü (eritematöz, makülo-papüler) 3-7. günler arasında ortaya çıkar. Döküntüler önce yüzde başlar, daha sonra vücudun diğer kısımlarına yayılır ve 4-7. günler arasında devam eder.Hastalığın yayılımı döküntüler başladıktan sonra 4-5 gün daha devam eder. Kızamık ciddi komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır. Endüstrileşmiş ülkelerde en fazla görülen komplikasyon akut otitis media (%7-9), pnömoni (%1-6), post-enfeksiyöz ensefalit (1000-2000 vakada 1 vaka) ve subakut sklerozan panensefalittir (SSPE-100,000 vakada 1 vaka)’dir .(3a)
Virüsün santral sinir sistemi hücrelerine bozuk bir şekilde bağlı olarak kalması nedeniyle SSPE daima ölümcül olan ancak nadir görülen bir dejeneratif ensefalopatidir (3b).
Ölüm 1000 vakada 1-3 olarak tahmin edilmektedir. Ciddi komplikasyonlar ve ölüm riski özellikle 5 yaşından küçük çocuklarda ve erişkinlerde yüksektir. (3a).
1999-2000’de Hollanda’da görülen ve tek bir bölgede aşının reddedilmesiyle başlayan kızamık epidemisinde ölüm oranı aynı kalmıştır. Belirlenen 3290 kızamık vakasından 3’ü ölümle sonlanmıştır (4a).
Gelişmekte olan ülkelerde kızamığa bağlı mortalite %2-15’e ulaşabilmektedir. Pnömoni en sık görülen komplikasyondur ve kızamığa bağlı ölümlerin en başta gelen nedenidir. Diyare ve bakteriyel süperenfeksiyonlar da sık görülen komplikasyonlardır. Kızamık daha önce malnutrisyonu ve A vitamini eksikliği olan kişilerde daha ciddi seyretmektedir (3c).
Kızamığın semptomatik tedavisi yoktur. Gelişmekte olan ülkelerde, yüksek doz A vitamin kullanılması hastaneye yatan çocuklarda mortalite ve morbidite düzeyini azaltıcı etki göstermektedir (3 D).
EpidemiyolojiKızamık insandan insana başlıca tükürük damlacıkları yoluyla geçer. Ancak havada asılı damlacıklarla da geçiş gösterebilmektedir. Aile içinde ve okul, hastane gbi ortamlarda ikincil bulaşıcılık oranı ise, %90’lara ulaşmaktadır (3).
Aşıdan önce kızamık pratik olarak önlenemeyen bir çocukluk hastalığı olarak kabul edilmekteydi (3f).
Kızamığın epidemiyolojisi ile bilgilerin büyük kısmı, 65 yıl önce her yaştaki insanı etkilemiş olan Faro Adası epidemisi sırasında Panum’un açıklamalarından kaynaklanmaktadır. Bu bulgular kızamığın kendisinin sağladığı bağışıklığın süresini ortaya koymuştur (3g).
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kızamık aşısının her yıl yaklaşık 80 milyon kişiyi kızamıktan koruduğunu ve her yıl 4.5 milyon ölüm vakasını engellediğini tahmin etmektedir. (5a) Bu sonuçlar aşı stratejisinin ve sonuçlarının bölgesel ve ulusal farklılıklarını ortaya koymaktan uzaktır. Amerika, Güney Afrika ve Avrupa gibi dünyanın bazı bölgelerinde bir çok ülke kızamığın yayılmasını durdurmayı başarmıştır (5b). Batı Pasifik’te kızamığa bağlı ölümler, kızamık aşısının, aşılama programı kapsamına dahil edilmesinden sonra %95 oranında azalmıştır (6a). Bununla birlikte, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi diğer bölgelerde, kızamık hala çok yüksek sayıda ölümlerden sorumludur.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kızamığın 2000’de 30 milyon kızamık vakasından ve 777,000 ölümden, 2002’de ise 614,000 ölümden sorumlu olduğunu ortaya koymuştur (1a,5a). Bu ölümlerin %90’ı Afrika ve Güneydoğu Asya’da meydana gelmiştir.
Sonuç olarak, kızamık, yıllık 1.7 milyon olan çocuk ölümü vakalarının yarısından sorumludur ve bu vakalar aşı ile engellenebilecek olan vakalardır (5a).
Aşının tarihçesi ve aşı stratejisiZayıflatılmış canlı aşının geliştirilmesi 1954’de Enders ve Peebles’in virüsü izole etmesinden hemen sonra başlamıştır. 1950’lerin sonunda, Enders ve grubunun çalışmaları ile Edmonston B viral suşunun çeşitli hücre kültürlerinde başarıyla pasajlanması sonucu zayıflatılmış canlı kızamık aşısı geliştirilmiştir. 1960’ların ortalarında yeni ileri derecede zayıflatılmış aşı suşları geliştirilmiştir. Bunlar şu anda kullanılmakta olan kızamık aşılarının öncüleridir (3h). Günümüzde en başta gelen suşlar Schwarz, Moraten ve Edmonston Zagrep aşı suşlarıdır.
Bugün dünya üzerinde satılan tüm kızamık aşıları zayıflatılmış canlı aşılardır. Kızamık valansını içeren aşılar monovalan, bivalan (kızamıkçık ile kombine) veya trivalan (kızamıkçık ve kabakulak ile kombine) olabilmektedir (2).
Endüstrileşmiş ülkelerdeki deneyimler tek doz kızamık aşısının, aşılama kapsamının geniş olduğu popülasyonlarda bulaşmayı azalttığını, ancak tüm geçiş yollarının engellenmesi için iki dozun gerekli olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, pek çok ülke tek doz aşılama için yüksek aşılama kapsamına rağmen ortaya çıkan yeni vakalar karşısında “ikinci şans” aşıyı dahil etmeden önce aşılama programına tek doz kızamık aşısı ile başlamıştır (3i).
Gelişmekte olan ülkelerde kızamık aşısı teorik olarak 1970’lerin sonunda Genişletilmiş Aşılama Programı (GBP)’nın bir parçası olarak dahil edilmiştir. Özellikle çok küçük çocuklarda kızamıkla ilişkili mortaliteyi durdurmak için çeşitli aşı stratejileri önerilmiştir (3j). Bunlar içinde en başarılı strateji 1987’de Küba’da öne sürülen 9 ay-14 yaş arasındaki tüm çocukların sistemli bir şekilde aşılanmasını içeren aşı kampanyası olmuştur (3k).
Kızamıkla ilişkili mortaliteyi azaltmak Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) önceliğindeki konudur. Buna göre, 2005’de mortaliteyi, 1999 verilerine kıyasla yarı yarıya düşürmek hedeflenmektedir. Kızamığa bağlı mortalitenin yüksek olduğu ülkelere, kızamığa bağlı mortalitede kalıcı azalma elde etmek için, hızlı ve eksiksiz bir strateji başlatmaları çağrısında bulunulmuştur. Bu strateji yüksek aşılama oranlarına ulaşmak (%90 ve üzerinde) ve tüm çocukların “ikinci şans” olarak kızamık aşısı ile aşılandıklarımdan emin olmayı içermektedir. (1b)
SonuçKızamık pek çok ülkede yüksek endemik düzeylerde gözükmeye ve aşı ile engellenebilen hastalıklara bağlı ölümlerin ana nedeni olmaya devam etmektedir.
Kızamığa bağlı morbidite ve mortaliteyi azaltmak için, her ülkenin kendi epidemiyolojik özelliklerine göre uyarlanmış aşı stratejileri

Hiç yorum yok: